Maalesef sektörümüz büyüyor ancak bu büyüme sadece sahada daha fazla cihaz satışı anlamını geçemiyor. Ne istihdam ne kar marjlarımız, sadece sorumluluklarımız büyüyor.

Büyüyen bir de vergilerimiz. Her geçen gün vergiler daha da fazlalaşıyor. Paranın değer kaybettiği gerçeği yanı sıra vergilerin de artışı hepimizin üstündeki yaşam yükünü de büyütüyor.

Maalesef sanayiciden esnafa kadar ayrıştırma da tüm hızı ile büyüyor. Eskiden Galatasaray Fenerbahçe maçları yan yana ayrılmamış tribünlerde izlenirken şimdi plakasında AKP yazana duyulan ayrıştırma da her geçen gün büyüyor.

Bankalarda faizler hızını alamadan büyüyor. Esnafa verilecek denilen destek rakamları her gün büyürken bunlardan hiçbir zaman fayda sağlamamış ve kapanma süreci yaşayan firma, dükkân sayısı büyüyor.

Markette alışveriş yaptığımızda kasada ödediğimiz rakam da büyüyor. Aynı kişi sayısı ile yaşadığımız evin gideri hiç çaktırmadan nasıl büyüyor anlamak mümkün olmuyor. Gelirler azalıyor gider hep fazlalaşarak büyüyor. İki kahve bir tatlı günlük çalışma kazancımızı götürecek rakamlarda karşımızı çıkıyor.

Dolar ve tüm yabancı paraların değeri her geçen gün artarken ülkemizde enflasyon artarak büyüyor. Nerdeyse sıfırların atılmadığı zamanı gibi rakamlardaki sıfır adetleri çoğalmakta. Teknoloji işimiz ve hammadde fiyatları ve taşıma fiyatları her geçen gün artarak büyüyor.

Etrafımızda konu komşu akraba sorunları ve destek talepleri de aynı hızla büyüyor. Hayat pahalılığı, cezalar ve en önemlisi yolların köprülerin maliyeti artarak büyüyor. Oysa çocukken ödenen vergilerle köprü ve yol yapılacağını öğrendik ancak bu öğretinin gerçek olmadığı ortaya çıkıyor.

Yurt dışına çıkmak hayal oluyor. Paramızın yabancı ülkelerdeki yaşam karşıtı her gün küçüldüğünden en makul yurt dışı seyahat için bir servet ödemek gerekecek. Yabancı ülkelerde çalışma kazancı büyürken ülkemizde çalışma getirileri küçülüyor. Yüksek kabiliyetli çalışanlar maalesef ülkeden gidiyor.

Cevap verilmeyen bir sürü yalan dolan laflar çoğalırken hiç birine cevap verilmemesi ülkemizin dış politikasını zedeliyor. İstikrar ve kalıcı politikalara hasret kalan vatandaşın gelecek kaygısı da her geçen gün büyüyor.

Ülkemizde çizilen mutluluk ve huzur senaryoları her gün çoğalırken; fakirlik, huzursuzluk ve kargaşa büyüyor. Umutlar tükeniyor; bir umut beklentisi her nereden gelecekse gelsin tüm vatandaş bekliyor. Aş ve ekmek derdine düşen toplum daha elle tutulur ve direkt fayda sağlanacak projeler bekliyor. Sosyal devlet gereklilikleri artan fakirlikle daha da ihtiyaç hâline geliyor.

Hak hukuk ve adalet konusu ve hukuk devleti anlayışı ile hiçbir şekilde bağdaşmayan karma karışık siyaset ilişkileri her gün daha çok ortaya çıkarak büyüyor.

Demokrasinin gereği olan şeffaflık ve hesap verilebilirlik anlayışına ve dürüst siyaset kurallarına hasret büyüyor. Çok zor değil, sadece hak yemeden mevcut demokrasi kurallarını işletecek yarım akıllı dahi olsa bir dürüst siyasetçiye özlem içimizde büyüyor ve maalesef bir çete reisi, bir kabadayı, bir mafya lideri bu cennet vatanımızda demokrasi ve temiz ellere olan hasretimize ışık tutuyor.

Benim çocukluğumda devletin bir bekçisi bile yüzlerce insanı karmaşadan koruyabilecek dik duruşta bulunurdu. Şimdi tüm güvenlik güçleri tek bir ağızdan çıkan lafa göre bildiği ve gördüğüne inanmadan denileni yapıyor.

Daha çok büyümeye değil vatandaşın refah ve huzuruna, esnafın kazancına, ülkemizin itibarına, güvenilirliğine dair işler yapmak lazım. Çok değil sadece içimizdeki inanç ateşini bu yönde yakmak lazım.

Demokrasinin gereği olan seçme seçilme hakkını özgür irade ile tüm vatandaşların kullanımına sunmak lazım. Bölücünün başı ezilmeli ancak bu vatanın her karışı şehit doldu. Artık bu ayrıştırma diline de son vermek lazım.

Türkiye Cumhuriyeti kolay var olmadı, en başta başkomutan Mustafa Kemal Atatürk ve onun silah arkadaşları ve köylüsü kentlisi varlığı yokluğu işle hiçbir budaktan gözünü esirgemeden kurdular bu ilkeyi. Yüce Türk milletine bu ülke dedelerimizden emanettir. Biz de torunlarımıza daha refah seviyesi yüksek bir toplum devretmeliyiz. 19.06.2021

 

Hayrettin Özaydın